top of page
Böbrek Hastaları İçin Yemek Tarifleri

KONU 50: DİYALİZ TEDAVİSİNİN MALİYETİ

Kronik böbrek hastalığının tedavisinin maliyeti, tüm dünyada ve ülkemizde oldukça yüksektir. Hastalığın tanısı ve takibi sırasında yapılan laboratuar tetkikleri, hastane masrafları, ilaç giderleri, uygun hastalara yapılan transplantasyon giderlerinin yanısıra, bu maliyette en önemli yeri diyaliz tedavisi tutar. Fransa'da 1994 yılında diyaliz tedavisi için 1.5 milyar Amerikan Doları ($) harcanmıştır. Bu tüm yıllık sağlık giderlerinin % 1.5'unu oluşturmakta olup, nüfusun sadece % 0.034'ü için yapılan bir harcamadır. Amerika Birleşik Devletlerinde 1997 yılında son dönem böbrek yetmezliği tedavisi için 1 yılda harcanan para 15.6 milyar dolar olup, bu harcama tüm sağlık harcamalarının % 1'inden fazladır.

Diyaliz tedavisinin maliyetini etkileyen faktörlerden en önemlisi diyaliz tedavisinin şeklidir. Genel olarak SAPD (sürekli ayaktan periton diyalizi, continuous ambulatory peritoneal dialysis), ev hemodiyalizi ve kendi kendine yapılan hemodiyaliz, bir merkezde yapılan hemodiyalizden daha ucuzdur. Ancak bu maliyet hesapları da ülkeden ülkeye değişmektedir. Güney Amerika'da olduğu gibi periton diyaliz solüsyonunu ithal eden ülkelerde, SAPD tedavisinin maliyeti, hemodiyaliz tedavisinin maliyetini geçebilir.

Ülkemizde diyaliz hastalarında tedavinin tüm maliyeti konusunda yapılmış bir araştırma yoktur, ayrıca bunun hesaplanması için yeterli güvenilir veri de bulunmamaktadır. Bu nedenle ülkemizde en sık kullanılan yöntem olan Merkezde Hemodiyaliz ve gittikçe yaygınlaşan SAPD tedavisinin maliyetini, hiç olmazsa teorik planda hesaplamaya çalışırken, diğer ülkelerde yapılan çalışmalarla karşılaştırılması da yararlı olacaktır.

Seans başına en az 400 DM ödeyen Alman kuruluşlarının yıllık ödemelerinin 62.400 DM (yaklaşık 29.000 $) olduğunu düşünürsek ülkemizdeki rakamların durumu daha iyi anlaşılır. Ülkemizde maliyetin ucuz olmasında malzemelerin ucuz olmasının, personel ve genel giderlerin maliyetinin düşük olmasının rolü büyüktür. Ancak sosyal güvenlik kuruluşlarının ödedikleri düşük ücretler, merkezleri maliyeti düşük tutma endişesine itmekte, bu da yapılan diyalizin kalitesini azaltmaktadır. Bunun sonunda hastaların yaşam kaliteleri düşerken, mortalite artmaktadır.

Türkiye'de yeni yaygınlaşan SAPD tedavisinin maliyetine bakacak olursak; Teflon kateterin fiyatı ve takılma ücreti toplam olarak yaklaşık 200 milyon TL'sıdır. Bir hasta, genellikle 2 litrelik solüsyon ile günde 4 değişim yapmaktadır. Dolayısıyla, hastanın yıllık ihtiyacı 1460 torba olmaktadır. 2001 yılı Temmuz ayı ortalama solüsyon fiyatı yaklaşık 8 $'dır (Çiftli torba sistemi için). Bu fiyata Mini Cap (mini kapak) fiyatı dahildir. Bu fiyatlar perakende satış fiyatlarıdır. Bu solüsyonların SSK'ya maliyeti ise sırasıyle yaklaşık 7.5 $ civarındadır. Perakende satış fiyatları esas alınarak hesaplanırsa yıllık maliyet 1460 X 8 = 11.680 $ yapmaktadır. Bu masraflara sık görülen bir komplikasyon olan peritonit tedavisinin ve hastane masraflarının da eklenmesi gerekmektedir.

Ayrıca komplikasyon sonucu veya hastanın uyumsuzluğu nedeniyle tedavi biçiminin değiştirilmesi de maliyeti artırmaktadır. Azalmış eritropoietin ihtiyacı ise hastanın tedavisinin maliyetini düşürücü etki yapmaktadır. Ülkemizde spike sistemi kullanan merkez ve hasta sayısı çok azaldığı için spike sistem fiyatı yazılmamıştır.

1993 yılında Fransa'da yapılan bir çalışma sonucuna göre çeşitli yöntemlerle hasta başına yapılan yıllık harcamalar şöyledir:

1.Merkezde veya satellite (uydu) hemodiyaliz 44.177 $ Haftada 3 kez 2.Kendi kendine hemodiyaliz 40.997 $ 3.Ev hemodiyalizi 38.875 $ 4.SAPD 29.661 $ Yılda 52 hafta 5.IPD 45.708 $ IPD=Intermittant peritoneal dialysis, aralıklı periton diyalizi, haftada 3 kez.

1991-1993 yıllarında, Amerika Birleşik Devletlerinde hasta başına yapılan yıllık harcamalar şöyledir: 1.Tüm son dönem böbrek yetmezliği 36.900 $ 2.Hemodiyaliz 44.200 $ 3.SAPD/CCPD 39.400 $ CCPD=Continuous cyclic peritoneal dialysis, sürekli siklik periton diyalizi 4.Diğer 56.800 $ 5.Renal transplantasyon 17.600 $

Bu kadar yüksek tedavi masraflarının hastalarca karşılanabilmesi çok güçtür. Bu nedenle tüm dünyada ve ülkemizde bu masraflar özel veya resmi sosyal güvenlik kuruluşlarınca karşılanmaktadır. 1994 yılında yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde, diyaliz hastalarının bağlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşları aşağıda özetlenmiştir;

1.S.S.K. % 59 2.Emekli Sandığı % 17 3.Bağkur % 7 4.Yeşil Kart % 12 5.Özel Sigortalar % 1

Diyaliz hastalarının 2001 yılında bağlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşları ise aşağıdadır: Hemodiyaliz SAPD S.S.K. % 49 % 48 Emekli Sandığı + Bağkur % 37 % 42 Yeşil Kart % 14 % 11

KAYNAKLAR 1.Nephrol Dial Transplant 1997; 12 (Suppl 1):1-44. 2.Rabia K. Hemodiyaliz hastalarının psiko-sosyal sorunları üzerine bir araştırma. Diyaliz ve Transplantasyon Kültür Dergisi 1996; 7: 10-19. 3.The economic cost of ESRD and Medicare spending for alternative modalities of treatment. USRDS 1996 Annual Date Report. Am J Kidney Dis 1996: 28 (Suppl 2): 127-140. 4.United States Renal Data System 1999 Annual Data Report. American Journal of Kidney Diseases 1999; 34 (Suppl 1): S1-176.

Etiketler:

Kategoriler
Öne Çıkanlar

Sevgili Gökmen Mutlu'nun yazdığı ve sizlerle paylaşmak istediği şiirler...

Sevgili Derya'nın sizler için seçtiği fıkralara bu bölümden ulaşabilirsiniz....

HOŞGELDİNİZ

Sitemiz sizleri hemodiyaliz, periton diyalizi ve böbrek nakli hakkında bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.

Uzm.Dr.Ahmet Hamdi Erkal

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

​Bence sık olarak kullandığımız ancak çok kullanıldığı için çağrışım gücü azalmış bazı sözcüklerin anlamını zaman zaman durup derinliğine bir kez daha düşünmemiz gerekir. Bu sözcüklerden bir de "Bilgi Çağı" dır... DEVAMI

Prof.Dr Alper Demirbaş

Ülkemizde 2005 yılı sonu itibarıyla kırk bin civarında kronik böbrek hastası bulunduğu tahmin ediliyor.... DEVAMI

Please reload

bottom of page