top of page
Böbrek Hastaları İçin Yemek Tarifleri

KONU 23: HEPATİT B

Hepatit B virusu (HBV) tüm dünyada akut ve kronik hepatitler, siroz ve hepatoselüler karsinomanın en önemli nedenidir. Virus başlıca parenteral yolla ve infekte serum, semen ve tükrük gibi vücut sıvılarıyla temas sonucunda bulaşır. Serumda HBe antijeninin bulunması çoğunlukla fazla miktarda virus varlığına ve dolayısıyla yüksek bulaşma riskine işaret eder.

Bazı insanlar, HBV infeksiyonu yönünden, toplumun diğer kesimlerine göre daha yüksek risk altındadır. Bu yüksek risk gruplarından birisini de hemodiyaliz hastaları oluşturur. Örneğin ülkemizde, HBV infeksiyonunun bir göstergesi olan HBs (hepatit B yüzey) antijen pozitifliği genel olarak % 5-7 civarında iken, bu oran bazı hemodiyaliz ünitelerinde % 26.4'e kadar yükselmektedir. Ülkemizde,

Türk Nefroloji Derneğinin 1999 yılı verilerine göre HBs antijeni pozitif hemodiyaliz hastası oranı % 7.5'tur.

Hemodiyaliz hastalarının yüksek risk altında olmalarının en önemli nedeni yeterli temizlik yapılmayan hemodiyaliz makineleridir. HBV'nun çevresel yüzeylerde yedi günden uzun süre canlı kalabilmesi bu şekilde dolaylı inokülasyonu kolaylaştırmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de HBs yüzey antijeni pozitif hastaların oda ve/veya makinelerinin ayrılması hemodiyaliz hastalarının HBV infeksiyon riskini azaltmıştır. Bunun yanısıra, bu hastalarda sık parenteral enjeksiyon ve zaman zaman kan ürünleri transfüzyonu gerekmesi de infeksiyon riskindeki artışa katkıda bulunmaktadır.

HBV infeksiyonunda kuluçka süresi 45-160 gün arasında değişmektedir. Bu dönemin sonunda akut hepatit tablosu ortaya çıkar. Akut hepatit çoğunlukla ikterle birlikte olmakla beraber, anikterik olguların da bulunabildiği ve bu hastalarda kronik infeksiyon gelişmesi riskinin arttığı unutulmamalıdır.

Kendiliğinden sınırlı ve iyi seyirli ikterik akut hepatit genellikle dört aydan daha kısa devam eder ve ikterik dönem nadiren dört haftayı aşar. Anikterik olgularda ise hastalığın süresini saptamak oldukça zordur. Akut hepatitte görülen başlıca biyokimyasal değişiklikler AST, ALT ve ikterik olgularda bilirubin düzeylerinde saptanan artıştır. Özellikle ALT 1000-1500 IU/L düzeyine yükselir. Serolojiktanıda en önemli göstergeler HBs antijeni ve IgM yapısında anti-HBc antikorunun varlığıdır. Akut hepatitte özel bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.

Hastanın özellikle semptomatik dönemde istirahate alınması, yağdan fakir ve karbonhidrattan zengin bir diyet uygulanması ve hepatotoksik ilaçlardan, bu arada alkolden kaçınılması yeterlidir. Vitamin, amino asit ve lipotrofik ajanların verilmesi yararsızdır. Akut karaciğer yetmezlik belirtileri gösteren hastalarda ise özel tedavi yaklaşımları gerekir.

Akut HBV infeksiyonu geçiren hastaların % 5-10'unda kronik infeksiyon gelişir. Serumda HBs antijeni varlığının altı aydan uzun sürmesi kronik infeksiyonun en önemli bulgusudur. Bu kişilerde serum transaminazlarının normal bulunması ve karaciğer hastalığına ait klinik belirtilerin olmaması durumunda HBs antijeni taşıyıcılığından söz edilir. HBs antijeni taşıyıcılarında herhangi bir tedaviye gerek yoktur ve on yılı bulan takiplerde morbidite ve mortalite yönünden herhangi bir artış saptanmamıştır.

Altı aydan uzun süreyle HBs antijeni pozitifliği ile birlikte serum transaminazlarının da normalden yüksek bulunması kronik hepatite işaret eder.

Kesin tanı karaciğer iğne biyopsisi ile konur. Kronik B hepatitinin lobuler ve persistan formları yavaş seyirleri nedeniyle genellikle tedavi gerektirmez. Buna karşılık, kronik aktif B hepatiti hemen daima siroz ile sonuçlandığından, infeksiyonun ve karaciğerdeki inflamasyonun kontrol altına alınması şarttır. Bu amaçla kullanılan en yaygın ve etkili tedavi yöntemi ?-interferon uygulamasıdır.

İlacın veriliş süresi ve dozu hakkında farklı görüşler olmakla beraber, en iyi sonucun 4 - 6 ay süreyle haftada üç gün 10 milyon ünite verilerek elde edildiği bildirilmektedir. Bazı durumlarda tedavi süresinin 12 aya kadar uzatılması gerekebilir. ?-interferon yanında, lamivudin ve famsiklovir gibi antiviral ajanlarla da olumlu sonuç almak mümkün olabilmektedir.

Kronik aktif B hepatitinde kullanılan tüm tedavilerin sınırlı başarı oranı ve yüksek maliyete sahip olması infeksiyondan korunmanın önemini artırmaktadır (Bakınız Konu 18 ve Konu 40).

Hemodiyaliz hastalarında hepatit B infeksiyonunun kronikleşme ihtimali oldukça fazladır ve birçok hasta bu nedenle renal transplantasyon şansını kaybetmektedir.

KAYNAKLAR 1.Alter MJ, Mast EE. The epidemiology of viral hepatitis in the United States. Gastroenterology Clinics of North America 1994; 23: 437-455. 2.Doğanay M, Patıroğlu T, Utaş C, Özbakır Ö, Ünal A, Utaş S, Aygen B, Yücesoy M. Değişik gruplarda HBsAg, anti-HCV ve anti-HDV pozitifliğinin karşılaştırılması. Mikrobiyoloji Bülteni 1993; 27: 107-112. 3.Sherlock S, Dooley J. Diseases of the Liver and Biliary System. 9th edition, BlackwellScientific Publications, London 1993: 260-321. 4.Saracco G, Rizzetto M. A practical guide to the use of interferons in the management of hepatitis virus infections. Drugs 1997; 53: 74-85.


Etiketler:

Kategoriler
Öne Çıkanlar

Sevgili Gökmen Mutlu'nun yazdığı ve sizlerle paylaşmak istediği şiirler...

Sevgili Derya'nın sizler için seçtiği fıkralara bu bölümden ulaşabilirsiniz....

HOŞGELDİNİZ

Sitemiz sizleri hemodiyaliz, periton diyalizi ve böbrek nakli hakkında bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.

Uzm.Dr.Ahmet Hamdi Erkal

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

​Bence sık olarak kullandığımız ancak çok kullanıldığı için çağrışım gücü azalmış bazı sözcüklerin anlamını zaman zaman durup derinliğine bir kez daha düşünmemiz gerekir. Bu sözcüklerden bir de "Bilgi Çağı" dır... DEVAMI

Prof.Dr Alper Demirbaş

Ülkemizde 2005 yılı sonu itibarıyla kırk bin civarında kronik böbrek hastası bulunduğu tahmin ediliyor.... DEVAMI

Please reload

bottom of page