23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
Değişik yiyeceklerin besin içerikleri ve bu yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmeden hazırlanması hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Çünkü, bazı pişirme ve hazırlama yöntemleri gıdaların besin değerinde kayıplara neden olabilir.
1. Etlerin Yemek İçin Hazırlanması:
Etler iyi kaliteli protein kaynağıdır. Bu besinler, protein dışında, B grubu vitaminleri, demir ve çinko bakımından da zengindir. Etler hangi yöntemle hazırlanırsa hazırlansın, hafif veya orta sıcaklıkta uzunca süre pişirilmelidir. Çok yüksek sıcaklık, et proteinlerini katılaştırarak, etin suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olur. Ayrıca, protein ve B 1 vitamininde de bir miktar azalma olur. Ete sıcak su konularak düdüklü tencerede veya fırında pişirilmesi durumunda, bu besin maddesinden en iyi şekilde yararlanılabilinir. Etler buzlukta, yağlı kağıda sarılarak -2°C'de birkaç hafta, -18°C 'de üç ay kadar saklanabilir. Çok miktarda et alınmışsa önce kıyma, daha sonra parça etler tüketilmelidir.
Proteinden zengin olan bir diğer gıda da yumurtadır. Yumurtayı da, buzdolabında 1 -2 hafta tazeliğini yitirmeden saklamak mümkündür. Yumurta sahanda pişirildiği zaman bir miktar yağ da birlikte alınmış olur. Kalori kısıtlaması yapılan hastalarda bu durum gözönünde tutulmalıdır. Haşlanmış yumurta istenildiği kıvamda pişirilerek yenebilir, sahanda pişirmeye göre daha sağlıklı bir yemek türüdür.
2. Kurubaklagillerin Yemeğe Hazırlanması:
Kurubaklagillerin sindirimi zor olduğu için hazırlanması sırasında bazı kurallara dikkat etmek gereklidir. Kırmızı mercimek haricindeki baklagiller oda ısısındaki suda 8-10 saat kadar ıslatılır, sonra beklediği su içerisinde pişirilir; çünkü baklagillerdeki besin unsurları bu suya geçmiştir. Eğer hastada potasyum kısıtlaması isteniyorsa, haşlama suyunun dökülmesi ve pişirme sırasında tekrar sıcak su ilave edilmesi gerekir. Ancak, baklagillerin pişirme suyu atılırsa özellikle B grubu vitaminler ve minerallerde kayıplar artar. Sert sular baklagillerin pişmesini güçleştirir. Pişirmeyi kolaylaştırmak için tencereye eklenen soda, vitamin kaybına da neden olabileceği için kullanılmamalıdır. Baklagillerin kabukları gaz ve şişkinliğe neden olabilir. Kabukların ayıklanması halinde gaz oluşumu da önlenir.
3. Sebzelerin Yemek için Hazırlanması:
Sebze ve meyveler vitamin ve minerallerden zengindir. Vitaminler içinde en dayanıksız olanı C vitaminidir. Sebze ve meyveler kesildikten veya soyulduktan sonra C vitamininde hemen kayıplar başlar. Sebzeler pişirileceğinde, ayıklanıp hemen sıcakla temas ettirilirse bu kayıp önlenmiş olur. Yemek piştikten sonra bekletilirse (özellikle de bekletme yerinin ısısı yüksek ise) C vitaminindeki kayıp miktarı artar. Pişirilmiş sebzeler 24 saat buzdolabında bekletildiği zaman C vitamininde ortalama %40-80 arasında kayıp oluştuğu görülmüştür. Yemeğin pişirme suyu atılırsa suda eriyen C vitamini ve B grubu vitaminleriyle, minerallerdeki kayıp oranı da artar. Ancak bu su aynı zamanda yüksek miktarda potasyum da içermektedir. O nedenle potasyumu yüksek olan hastalar yemeklerin suyunu dökmelidirler.
Sebze ve meyveleri hazırlama ve pişirmede şu noktalara dikkat etmek gerekir:
A. Köklü olanların kökü alındıktan sonra, diğerleri ise doğrudan doğruya, önce yıkanır sonra doğranır. Doğranan sebze ve meyve bekletilmez.
Kabuklu sebzelerde vitaminler genellikle kabuğa en yakın yerde olduğu için, çok ince soyulması önem taşır.
B. Doğranan sebze ve meyveler pişirilirken kaynar suya atılır. Böylece C vitamini kaybı olmaz. Sebze ve meyve hiç bir zaman soğuk suda pişirilmeye başlanmaz.
C. Sebze ve meyve pişirilirken yeterince su konur, olabildiğince az süre ile pişirilir. Pişme süresinin uzatılması halinde besin kaybı artar.
D. Sebze pişerken kesinlikle soda eklenmez.
E. Salataların sirke, limon ve yağı salata servise çıkarken eklenir.
4. Yağların Yemeklerde Kullanımı:
Mutfaklarda tereyağı, margarin, zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar kullanılır. Yağ uzun süre yüksek ısıya maruz kalırsa vücut için zararlı maddeler ortaya çıkar. Bu durum, daha çok, kızartma yaparken yağın aşırı ısınması ile oluşur. Bol yağda kızartmada bu olay daha az görülürse de, kullanılan yağın atılmayıp tekrar ısıtılması halinde oluşan zararlı madde miktarı da artar. Bu nedenle kızartma işlemi bittikten sonra yağın iyice süzülmesi (artık maddelerin süzgeçle temizlenmesi ) ve bu yağın en fazla üç kez kullanılması istenir. Işık ve madeni kaplarda yağlar çabuk bozulur, bu nedenle yağlar, cam şişeler içinde, karanlık (ışık almayan) ve serin yerlerde muhafaza edilmelidir.
YEMEKLERİN YAPILMASI
Dengeli bir şekilde beslenebilmek için kişinin değişik besinleri bir arada alması gereklidir. Bazı kimseler belli yemekleri yememekte ısrar ederler, bir başka deyimle yemek seçerler. Bu durum belirli besinlerin eksik alımına yol açar. Eğitim, bazı besin ve yemeklere karşı duyulan olumsuz davranışların zamanla değişmesinde yardımcı olur. Herhangi bir yemeğin sık verilmesi veya aynı lezzetteki yemeklerin biraraya gelmesi, bıkkınlık verebilir. Bunun önlenmesi için yemekler gruplaştırılır ve öğünlerde değişik gruplardaki yemeklere yer verilir.
Yemekler aşağıdaki şekilde gruplara ayrılır:
A. Çorbalar,
B. Et yemekleri (parça et, köfteler, etli dolmalar, etli sebze yemekleri, kurubaklagiller ve yumurtalı yemekler),
C. Tahıl grubu yemekler (pilav, makarna, börek vb.),
D. Etsiz taze sebze yemekleri,
E. Sebze salataları ve püreleri,
F. Tatlılar.
Kural olarak yemekler tuzsuz pişirilmeli, daha sonra gerektiği kadar tuz öğünler sırasında ilave edilmelidir.
A. Çorbalar:
Yemek listelerinde çorbalar, mide öz sularını harekete getirip iştah açtıkları için ilk sırada yer alır. Çorbalara et suyu veya etsu tabletleri ilave edilmemelidir. Çünkü et suyu, sodyum, potasyum gibi mineraller yönünden zengindir. Eğer çorbanın protein içeriği yükseltilmek isteniyorsa, yoğurt, yumurta ve süt kullanılarak çorba terbiyesi yapılabilir
B. Et Yemekleri:
Öğünlerde, çorbalardan sonra genellikle et yemekleri yenir. Hayvandan elde edildiği yere göre, etlerin hem lezzetleri hem de besleyici değerleri çok değişiktir.
Et seçme aşamasında, böbrek hastaları tarafından, protein içeriğinin düşük, yağ yüzdesi ve enerjisinin yüksek olması nedeniyle, koyun eti sığır etine tercih edilmelidir. Ancak hayvansal kaynaklı yağların çok alınmasının istenmediği durumlarda, tavuğun beyaz eti veya balık eti böbrek hastalarının özellikle seçmesi gereken gıdalardır. Eğer hastada tuz kısıtlaması yapılıyorsa, yemekler tuzsuz yapılmalı ve sonradan üzerine belli miktarda tuz eklenmelidir.
C. Sebze Yemekleri:
Sebzeler günlük enerji ve protein gereksinimine çok az katkıda bulunur. Ancak vitamin ve mineraller yönünden zengindir.
Sebze ve meyvelerin bir başka işlevi de barsak faaliyetlerini düzenlemektir. Bu nedenle günlük besinlerimiz arasında mutlaka bir miktar sebze ve meyve bulunmalıdır. Koyu yeşil renkli sebzeler, vitamin ve mineraller bakımından diğerlerine oranla daha zengindir. Bu sebzeler ayrıca fazla miktarda C vitamini de içerirler.
Sebzelerdeki vitamin ve mineraller pişirme suyuna geçer ve sebze yemeklerinin suları genellikle, fazla miktarda potasyum içerir. Böbrek hastalarından potasyumu yüksek olanlar, yemeklerin suyunu bu nedenle yememeli veya sebzeleri pişirirken haşlama sularını dökmeli ve daha sonra diğer malzemeler ile muamele etmelidir.
Etiketler:
Sevgili Gökmen Mutlu'nun yazdığı ve sizlerle paylaşmak istediği şiirler...
Sevgili Derya'nın sizler için seçtiği fıkralara bu bölümden ulaşabilirsiniz....
Bence sık olarak kullandığımız ancak çok kullanıldığı için çağrışım gücü azalmış bazı sözcüklerin anlamını zaman zaman durup derinliğine bir kez daha düşünmemiz gerekir. Bu sözcüklerden bir de "Bilgi Çağı" dır... DEVAMI