23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
23 Ağu 2017
Diyaliz sistemindeki her türlü bakteri hastalar için potansiyel bir tehlikedir. Bakteriler, bakteriyemi ve sepsise, endotoksinleri ise pirojenik reaksiyonlara neden olabilirler. Hemodiyaliz su sisteminin mikroorganizmalarla kontaminasyonunu kolaylaştıran bir çok faktör vardır (Tablo 1). Özellikle Gram negatif mikroorganizmalar su sistemine kolaylıkla bulaşırlar (Tablo 2) ve hızla çoğalma özelliğine sahiptirler. Tüberküloz dışı mikobakteriler de su sistemlerinin kontamine edebilirler ve germisidlere nispeten daha dirençlidirler.
Hemodiyaliz ünitelerinde infeksiyonun kontrolu için suların ve hemodiyaliz makinelerinin uygun dezenfeksiyonu gereklidir.
SU KAYNAĞI
Diyaliz ünitelerinde kullanılan sular sıklıkla Gram negatif bakterilere ait endoksinler ve su bakterilerini içerir. Şehir suyuna klor veya diğer dezenfektanların eklenmiş olması kontaminasyonu önleyebilir, fakat bu kimyasal maddeler diyaliz hastalarında istenmeyen etkilere neden olabilir. Bununla birlikte aşağıda belirtildiği şekilde uygulanan su iyileştirme işlemleri ile klor ortamdan uzaklaştırılırılarak toksik etkisi önlenebilir.
SU İYİLEŞTİRİLMESİ
Diyaliz sıvılarında kullanılan suların mutlaka kimyasal maddelerden arındırılması gerekir. Bu amaçla kullanılan su yumuşatıcıları veya deiyonizerler endotoksin ve bakterileri ortamdan uzaklaştıramaz ve mikrobiyal çoğalma için uygun ortam oluştururlar. Revers osmoz (reverse osmosis) etkili su iyileştirmesi sağlamasının yanısıra endoktoksin ve bakterileri ortamdan uzaklaştırır. Revers osmoz sisteminde düşük düzeyde mikrobiyal kontaminasyonu olabilir, bu nedenle düzenli dezenfeksiyon yapılmalıdır. Bir çok filtre mikrobiyal kontaminasyonu önlemek için diyaliz sistemlerinde kullanılmaktadır, fakat filtreler düzenli olarak değiştirilmez veya dezenfekte edilmezlerse yetersiz kalırlar. Aktif kömür filtreleri organik maddeler ve klorun uzaklaştırılmasında kullanılmaktadır, fakat su bakterileri için iyi bir kaynaktır. Ultraviyole (UV) ile ışınlama sularda bakteriyel kontaminasyonunu azaltır, fakat sıklıkla Gram negatif bakterilerde UV ışınına karşı görülen direnç sorun olmaktadır.
Tablo 1. Hemodiyaliz sisteminde kontaminasyon kaynakları
Faktör Uyarı Su kaynağı Şebeke suyu Endotoksin ve bakteri içerir Su sistemi Filtrasyon Ön filtre Mikroorganizma geçişini önlemez. Membran Bakteriyi uzaklaştırır, fakat düzenli değişmezse bakteri üremesi İçin uygun bir ortamdır. Aktif kömür filtresi Organik maddeleri, kloru ve kloramini uzaklaştırır, fakat bakteri üremesi için uygun bir ortamdır. Yumuşatıcı, deiyonizer Bakteri için rezervuardır, endotoksini uzaklaştırmaz. Revers osmoz Bakteri ve endotoksini uzaklaştırır, düzenli dezenfekte edilmelidir
Ultraviyole ışını Bazı bakterileri öldürür, ultraviyole ışına dirençli bakteri gelişebilir Ultrafiltre Bakteri ve endotoksini uzaklaştırır, deiyonizerden sonra yerleştirilmeli ve düzenli dezenfekte edilmelidir.
Su ve diyaliz dağılım sistemi
Borular Uzun ve geniş sistemlerde su akımı yavaşlar ve bakterilerin çoğalması kolaylaşır. Dik açılı bağlanma yerleri ve kullanılmayan bölümleri bakteri üremesi için uygun bir ortamdır. Çıkış tıpası mümkün oldukça yüksekte olmalıdır.
Su deposu tankları Kullanılması önerilmez, bakteri üremesi için uygun bir ortamdır, varsa düzenli dezenfeksiyon ve fırçalama yapılmalıdır.
Diyaliz makinesi
Single-pass (Tek-geçiş) Su ve diyalizat ile temas eden makinenin tüm kısımları dezenfekte edilmelidir
Tablo 2. Diyaliz sistemlerinde bulunabilen su mikroorganizmaları
Gram negatif bakteriler Nontüberküloz mikobakteriler Pseudomonas spp. Mycobacterium chelonea Flavobacterium spp. M. fortuitum Acinetobacter spp. M.gordonae Alcaligenes spp. M.scrofulaceum Achromobacter spp. M.kansasii Aeromonas spp. M.avium Serratia spp. M.intracellulare Stenotrophomonas spp.
DEZENFEKSİYON
Sterilizasyon fiziksel veya kimyasal yöntemlerle mikroorganizmaların tüm formlarının uzaklaştırılması veya harap edilmesidir. Dezenfeksiyon ise bakteriyel sporlar dışında, tüm patojenik mikroorganizmaların öldürülmesidir.
Diyaliz sistemlerinin dezenfeksiyonunda amaç diyaliz sıvısının dolaştığı yerlerde mikroorganizmaların üremesini önlemektir. Filtreler içine geçen bakterilerin uzaklaştırılması güçtür. Bu kritik bölgelerde mikrobiyal çoğalmanın mutlaka önlenmesi gerekir.
Sodyum hipoklorit gibi klorlu dezenfektanlar uygun konsantrasyonlarda kullanıldığında güvenilir ve etkili bir dezenfeksiyon sağlar. Filtrelerde ve reçinelerde serbest klor düzeyi 0.3 mg/l’nin üzerinde olmalıdır. Uygulama süresi on dakikayı geçmemelidir. Aktif karbon filtresi haftada bir yüksek düzeyde sodyum hipoklorit ile yıkanmalıdır. Bu uygulamalarda aletlerin özellikleri dikkate alınmalı ve dezenfektanların kullanımında üreticilerinin önerilerine uyulmalıdır. Sodyum kloritin aşındırıcı (corrosive, koroziv) etkisi nedeniyle, uygulama sonrası su ile genellikle 20-30 dakika çalkalama yapılmalıdır. Su ile çalkalama, suyun mikroorganizma içerebilmesi nedeniyle dezenfeksiyonun etkisini azaltabilir. Eğer su, gece diyaliz sisteminde bırakılırsa belirgin mikrobiyal üremeye neden olabilir, bu nedenle sodyum hipoklorit ile dezenfeksiyon diyaliz sisteminin kullanılmasından hemen önce yapılmalıdır.
Diyaliz seansları arasında da uygulanabilir. Çalkalama sonrasında pH kontrolü yapılmalıdır.
Formaldehit, peroksiasetik asit veya gluteraldehit solüsyonları ile de iyi dezenfeksiyon sağlanabilir ve bu maddeler sodyum hipoklorit kadar koroziv değildir. Bu dezenfektanlar sistem çalışmadığı sürece diyaliz sisteminde kalabilir. Formaldehit ve gluteraldehit dezenfeksiyonu gün sonunda yapılabilir.
Bazı diyaliz sistemlerinde mikrobiyal kontaminasyonu kontrol etmek için sıcak su kullanılır. Bu sistemlerde 80°C üzerindeki sıvı tüm sistemden geçirilir.
Bakteriyel kontaminasyonu önlemek için etkili bir yöntemdir.
FİLTRE VE REÇİNELERİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Filtreler, yumuşatıcılar, deiyonizatörler ve aktif kömür mikrobiyal üreme için uygun ortam oluşturur. Diğer yandan bu maddelerin porozitesi bakterilerin adezyonu (yapışması, adhesion) ve penetrasyonunu kolaylaştırır. Ayrıca ortamda bulunan organik maddeler, mikroorganizmalar için besin kaynağıdır. Bakterinin bu materyele kolonize olmasından sonra yıkama ve dezenfeksiyon işlemleri ile uzaklaştırılması güçtür. Bu nedenle periyodik olarak filtre ve reçineler değiştirilmelidir.
BİYOFİLM SENTEZİ VE DESTRÜKSİYON
Tüm su sistemlerinde inert yüzeylere bakteri adhezyonu kaçınılmazdır. Bu adezyonda su akımının yavaşlaması ve boruların iç yüzeyinde görülen düzensizlikler ve bozukluklar (defect) rol oynar. Yüzeye yapışmış olan bakteriler dolaşımdaki diğer bakterilerin de tutunmasını kolaylaştırır. Adezyonda bakterilerin glikokaliksi önemli rol oynar. Daha sonra ekzopolisakkaridlerin yapımı biyofilm oluşmasına neden olur. Biyofilm bakteriyi antimikrobiyal ajanlardan korur. Sodyum hipoklorit, sodyum hidroksit ve peroksiasetik asit biyofilm üzerine deterjan etkisi gösterir.
SU VE DİYALİZ SIVILARININ MİKROBİYOLOJİK KONTROLU
İnfeksiyon taraması yanında su ve diyaliz sıvılarının en az ayda bir mikrobiyolojik incelemesi yapılmalıdır. Su ve diyaliz sıvılarında 200 cfu/ml’den (cfu=colony forming unit, koloni oluşturan ünite) fazla koloni üremesi olmamalıdır (Tablo 3). Bakteriyolojik çalışmalar kantitatif olarak yapılmalı ve standart teknikler kullanılmalıdır. Alınan örneklerde 200 cfu/ml’den fazla koloni üreme saptanması halinde tekrar örnek alınmalı ve dezenfeksiyon işlemi sonrası bakteriyolojik işlem tekrarlanmalıdır. Diyaliz sıvıları, diyaliz sırasında ve diyaliz sonunda mikrobiyolojik açıdan incelenmelidir.
Alınan örneklerden 30 dakika içinde kültür yapılmalıdır, bunula birlikte gerekirse 4°C’de 24 saat bekletilebilir. Besiyeri olarak triptik soy agar besiyeri önerilmektedir. 35-37°C’de 48 saat sonunda koloni sayımı yapılmalıdır.
Salgınlar sırasında kantitatif inceleme yanında kalitatif inceleme de yapılmalıdır.
Mycobacterium tuberculosis dışındaki mikobakteriler ile infeksiyon olasılığı nedeniyle besiyerleri 5-14 gün inkübe edilmelidir.
Tablo 3. Diyaliz Sıvılarında Mikrobiyolojik ve Endotoksin Standartları
Sıvı tipi Bakteri Endotoksin Diyaliz hazırlığında kullanılan sıvı < 200 cfu/ml Standart yok Diyalizat < 2000 cfu/ml Standart yok Diyalizer çalkalamada kullanılan su < 200 cfu/ml < 1 ng/ml Dezenfektan hazırlanmasında kullanılan su < 200 cfu/ml < 1 ng/ml
KORUNMA VE KONTROL
Hemodiyaliz ünitelerinde Hepatit B virusu (HBV)’nun primer kaynağı hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) taşıyıcısı diyaliz hastalarıdır. Başlıca bulaşma yolu, hastaların kan ve serumlarıdır. Ayrıca alet ve yüzeylerin kontaminasyonu da bulaşmada rol oynar. Hepatit B yüzey antijeni, kalem, intravenöz infüzyon setleri ve yüzeylerde 7 güne kadar canlı kalabilir. Diğer bir hepatit etkeni olan Hepatit C virusu (HCV) halen hemodiyaliz ünitelerinde görülen hepatitin en sık nedenidir (Bakınız Konu 24). HCV infeksiyonu, hemodiyaliz ünitelerinde kan transfüzyonu yapılmayan hastalarda da görülmektedir. Ayrıca HCV seropozitifliği hemodiyaliz süresi ile orantılı olarak artış göstermektedir. Human immunodeficiency virus (HIV) da sık kan transfüzyonu veya parenteral girişim yapılan hemodiyaliz hastaları için risk oluşturur. Her üç etken de ısıtma ve kimyasal yöntemlerle etkisizleştirilebilir. 500 mg/l sodyum hipoklorit, %70 isopropil alkol, % 82 etil alkol ve %2 gluteraldehit HIV ve HBV için öldürücü etkiye sahiptir. Hemodiyaliz hastalarında viral infeksiyonların sıklığının artışı, infeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması ile azaltılabilir.
GENEL ÖNLEMLER
1.Dezenfeksiyon ve kan transfüzyonunun kısıtlanması etkili kontrol önlemleridir.
2.Koruyucu önlük ve tek kullanımlık eldivenler, rutin olarak diyaliz ünitesinde giyilmelidir. Önlükler diyaliz ünitesi dışında kullanılmamalıdır.
3.Diyaliz ünitesinde yeme, içme, sigara kullanımı gibi işlemler yapılmamalıdır.
4.Standart hasta bakımında eldiven kullanılmalı ve hastaya temas sonrası eller yıkanmalıdır, mümkünse el değmeden kullanılabilecek sabunluklar kullanılmalıdır.
5.Hemodiyaliz ünitesi hastane içinde ayrı bir ünite olarak yer almalıdır. Ünite içerisinde hasta ve personel tuvaletleri ayrı olmalıdır.
6.Diyaliz hastaları ve personel düzenli olarak HBV’na karşı aşılanmalıdır.
7.HBsAg pozitif hastaların odalarının ve diyaliz makinelerinin ayrılması yararlıdır. Bazı araştırmacılar tersine görüş bildirse de HCV pozitif hastalar için de benzer izolasyon uygulanmalıdır (Bakınız Konu 24).
8.Hastane personelinde hepatit insidansındaki değişiklikleri saptayabilmek için düzenli olarak tarama yapılmalıdır, bu süre insidansa göre değişiklik gösterebilir, 6-12 ay ara ile personel ve hastalarda HBsAg ve anti-HCV taraması yapılmalıdır.
9.Alınan tüm kan örnekleri etiketlenmelidir.
10.Kullanılan enjektörler kapağı geri takılmadan atılmalıdır.
11.Diyaliz ünitesinden gelen kan örneklerinde çalışılırken otomatik pipetleme yapılmalıdır.
12.Tüm kontamine materyal otoklavlanmalı veya yakılmalıdır.
13.Kan ile temas eden tüm yüzeyler % 0.5-1.0 sodyum hipoklorit ile temizlenmelidir.
14.Tek kullanımlık olmayan diyaliz materyalinin temizlik ve sterilizasyonuna azami dikkat gösterilmelidir.
15.Rutin yer temizliğinde dezenfektanların kullanılmasına gerek yoktur.
KAYNAKLAR
1.Rutala WA. 1994, 1995, 1996 APIC Guidelines Committee. Am J Infect Control 1996; 24: 313-342.
2.Favero MS, Alter MJ, Bland LE. Nosocomial infections associated with hemodialysis. Mayhall CG (ed). Hospital Epidemiology and Infection Control. Williams and Wilkins, Baltimore, 1996: 693-714.
Etiketler:
Sevgili Gökmen Mutlu'nun yazdığı ve sizlerle paylaşmak istediği şiirler...
Sevgili Derya'nın sizler için seçtiği fıkralara bu bölümden ulaşabilirsiniz....
Bence sık olarak kullandığımız ancak çok kullanıldığı için çağrışım gücü azalmış bazı sözcüklerin anlamını zaman zaman durup derinliğine bir kez daha düşünmemiz gerekir. Bu sözcüklerden bir de "Bilgi Çağı" dır... DEVAMI